Kişisel Yayıncılığın Riski Var Mıdır?

Kişisel yayıncılığı hep yazar ve yazanlar açısından değerlendirmek, bu işe soyunan yayıncılara biraz haksızlık olacaktır. Onlar olmasa, günümüzde çok sesli bir hal almış olan yayıncılık ve yazma süreçleri değişen yaşam şartları nedeniyle sönükleşecek ve pek çok değerli yazarı görmezden gelmeye devam edecekti. Peki bu yayın anlayışının kendine dönük bir risk skalası var mıdır?

Ne olursa olsun, kişisel yayıncılık kendi başına bambaşka bir sektör olarak yayıncılık dünyasında adından söz ettirmeye başladı.

Bunun başta tepki gösterilen ve çok da benimsenmeyen tüm defoları da yeni ve kaliteli kişisel yayıncılar sayesinde giderek tükendiğini görüyoruz. Kişisel yayıncılık kendi formatından ziyade piyasadaki ünü dolayısıyla bir takım riskler ve çekinceler barındırdıysa da, artık neredeyse birçok kaliteli yazarın da düşünmeden tercih ettiği bir alan halini aldı. Bunun çok sayıda avantajından söz ettik. Eğer bir riskten söz edilebilecekse, üzerinde düşünülmeden, yazar istemiyor olsa bile editöryal bir incelemeden geçirilmeden basılan bazı gereksiz kitapların sonunda isimlerine getireceği lekeden başka bir değildir bu.

O yüzden kişisel yayıncılık konusunda hizmet veren kurumların kendilerine belirlemesi gereken bir çizgi ve belki de ciddi sınırlar olmalıdır. Bu da belki, sektörel yayınevleriyle aralarında yapılan kıyaslamaları aza indirgeyecektir.

Avantajları dezavantajlarından fazla olan bir hizmet için, kendilerine dönük bir hata yapmak ancak işin ciddiyetini kavrayamamakla ilişkilendirilebilir ki bu zaten net çizgiyle diğerlerinden ayrılan ve kaliteli kitapları basıp, üstelik onları İngilizce kitap haline getiren kişisel yayın evlerinden oldukça uzak bir zihniyetten ibarettir. Tamamen ticari düşünülmüş ve ne yazık ki, kitap yazmak, okumak, okunmak ve amazonda yayınlamak gibi hedefleri tamamen öteleyerek salt ekonomik temellerle kurulmuş kişisel yayınevleri yayımladıkları kitaplarla hemen anlaşılıp kendilerini elemektedirler. Her ne amaçla olursa olsun kitap ve onu okurla buluşturmak ciddi bir iş olarak görüldüğünde, okunur kitapla, çok para veren yazar arasındaki ayrım doğru yapıldığında kişisel yayıncılık alanındaki riskler ortadan kalkmış oluyor. Bu durum, konuya hala tereddütle bakan bazı fikir sahiplerini de etkileyerek daha dönüştürücü ve iyimser bir yaklaşımın da kapısını açacak yegane yoldur.